Kiraya verenin, kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ihtiyaç duyması halinde kiralanana ihtiyaç duyarsa, kiracının tahliyesini talep edebilir.
Anılan dava kanunda özel olarak düzenlenmiş olup; TBK m. 352'de şu şekilde düzenlenmiştir: “Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir”. Madde metninden de anlaşıldığı üzere, belirli süreli kiralarda sözleşmenin sona ermesinden itibaren bir ay içinde dava açılması gerekir. Kiraya verenin, gereksinim nedeniyle tahliye davası açması için kiracıya önceden ihtarda bulunması gerekli değildir.
Kiraya veren, gereksinim nedeniyle kiralananın boşaltılmasını sağlaması durumunda, zorunlu neden olmaksızın, kiralananı üç yıl geçmedikçe eski kiracısından başkasına kiralayamaz.
Sözleşme sona ermeden veya dava açma süresi olan sürenin sonunda bir ay içinde kiraya veren durumu ihtarname ile kiracıya bildirmiş veya akdi yenilemeyeceğini ifade etmişse dönem sonuna (bir kira yılı için) kadar dava açma hakkı bir kira yılı uzamış olur. Süresinde açılmayan tahliye davası anılan durumda, kira süresi sona ermeden önce yapılmış bir ihtarname yerini tutar. Belirsiz süreli olarak akdedilen kira sözleşmelerinde bir aylık dava açma süresinin başlangıcı, kira hukukunun genel hükümleri uyarınca fesih dönemlerine göre belirlenecektir. Bu durumda aksine yerel adet bulunmadıkça bir aylık süre, altı aylık kira dönemlerinin sonundan başlayacaktır.
Konuya ilişkin hukuki yardım almak için ofisimizle iletişime geçebilirsiniz.